“Yüksek karlı gizli fon” dolandırıcılığına ilişkin yeni iddianame hazırlandı. İddianamede, Seçil Erzan’ın 3 yıldan 10 yıla kadar, Müfit Erkasap’ın eşi Nur Erkasap’ın ise 9 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si tutuklu 7 sanığın yargılandığı davayla birleştirilmesi talebiyle yeni bir iddianame hazırlandı.
İddianamede, Seçil Erzan “şüpheli”, uzun yıllar Fatih Terim’in yardımcılığını yapan Müfit Erkasap’ın eşi, Nur Erkasap “müşteki-şüpheli”, Ömer Kahraman, Mert Zeydanlı ve Volkan Bahçekapılı ise “müşteki” olarak yer aldı.
Erzan’ın iddianamede yer verilen savcılık ifadesinde, vadettiği fona Erkasap’ın da para yatırmak istediğini ancak nakit parası olmaması nedeniyle para yatıramadığını söylediği belirtildi.
“NUR ERKASAP BORÇLU OLARAK YAZILIYORDU”
İddianamede Erzan’ın, “Tam tarihini hatırlayamadığım bir gün şubede odamda Nur Erkasap ile birlikte Mert Zeydanlı’nın olduğu bir senet oluşturduk. Bu senede Nur Erkasap borçlu olarak yazılıyordu. Ben de kefil oldum. Zeydanlı da alacaklıydı. Sonra senedin vadesi geldiğinde ben Zeydanlı ile konuşup senedi iptal ettirdim. Erkasap’tan nakit para hiç almadım.” dediği aktarıldı.
Nur Erkasap ise iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, yaklaşık 2 yıl önce Seçil Erzan’ın kendisine Hakan Ateş’in içinde olduğu yüksek getirili fondan bahsettiğini, o dönem insanların buradan çok para kazandığını, parasını nasıl yöneteceğini bilemediği için buraya para yatırmaya karar verdiğini anlattı.
500 bin dolarını Erzan’a bankadaki odasında teslim ettiğini, Erzan’ın da kendisine bin, 2 bin dolar şeklinde ödemeler yaptığını söyleyen Erkasap, Fatih Terim ve ailesiyle sık görüştüğünü, müşteki Volkan Bahçekapılı’yı da Terim’in damadı olması nedeniyle tanıdığını dile getirdi.
Erkasap, Bahçekapılı’nın Erzan’a göndereceği 1 milyon doları işin acil olması nedeniyle kendi hesabına gönderdiğini, aynı gün parayı Erzan’a teslim ettiğini söyledi.
Müşteki Ömer Kahraman’ı tanımadığını öne süren Erkasap, Erzan’ın fonda açık olduğunu, zaman zaman hesabına para gelebileceğini söyleyerek, bu paraları çekip kendisine teslim etmesini istediğini, Kahraman tarafından kendisine gönderilen 5 milyon 884 milyon lirayı da Erzan’a teslim ettiğini anlattı.
Nur Erkasap, Mert Zeydanlı’yı Seçil Erzan’ın eski çalıştığı bankanın odasında tanıdığını ve aralarında ticari ilişki olmadığını söyleyerek, Erzan’ın bahsettiği gibi aralarında bir senet imzalanmadığını savundu.
Müştekilerden Ömer Kahraman da ifadesinde, Erzan’ın fonda açık olması nedeniyle kendisinden Erkasap’ın hesabına para göndermesini istemesi üzerine 5 milyon 884 bin lira gönderdiğini belirtti.
100 ve 150 bin dolar olmak üzere iki parça halinde fon getirisi adı altında Erzan’dan para aldığını ancak ana parasının geri verilmediğini ifade eden Kahraman, Erzan’ın bankanın ekranından fona ait resimler göstererek paranın yurt dışından geldiğine ilişkin sözlerle kendisini ikna ettiğini söyledi.
Kahraman, Erzan ve Erkasap ile banka yetkililerinden şikayetçi oldu.
ERKASAP, ERZAN İLE BİRLİKTE HAREKET ETMEK İLE SUÇLANDI
Bankanın teftiş kurulu tarafından hazırlanan raporuna da değinilen iddianamede, “Nur Erkasap, Mert Zeydanlı’nın Seçil Erzan’a para vermesi hususunda güven sağlamak için, borçlusu kendisi olan senedi Zeydanlı’ya vermiştir. Volkan Bahçekapılı, Seçil Erzan’a ulaştırması için 400 bin dolar tutarındaki parayı Nur Erkasap’ın hesabına transfer etmiştir. Bunlardan ve Nur Erkasap’ın yazdığı nottan hareketle adı geçenin Seçil Erzan’ın gerçekleştirdiği işlemlerden haberdar olduğu ve Erzan ile birlikte hareket ettiği anlaşılmıştır.” ifadesi yer aldı.
Erkasap’ın sanık Erzan tarafından yönlendirmesiyle hareket ederek zaman zaman hesabına gelen, zaman zaman da bizzat gidip teslim aldığı paraları Erzan’a teslim ettiğine dikkat çekilen iddianamede, Erkasap ile Erzan aralarındaki ilişkinin bankacı-müşteri ilişkisinden öteye geçtiği vurgulandı.
İddianamede, Erkasap’ın başlangıçta Erzan’a inanarak fon vaadiyle para yatırıp mağdur konumda bulunmasına rağmen, zamanla Erzan’la kurduğu yakın güven ilişkisi neticesinde Erzan’ın gerçekleştirdiği dolandırıcılık eylemlerinden haberdar olduğu, buna rağmen ilişkisini sonlandırmadığı, bilerek ve isteyerek Mert Zeydanlı, Volkan Bahçekapılı ve Ömer Kahraman’a karşı nitelikli dolandırıcılık eylemlerini gerçekleştirdiği kaydedildi.
Erkasap’ın, “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık” suçundan 9 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, Erzan’ın ise Erkasap’a yönelik “dolandırıcılık” suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapsi istendi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame, mahkeme heyeti tarafından değerlendiriliyor.
ERZAN’IN ANA DAVADA 305 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Aynı mahkemede devam eden ana davanın iddianamesinde ise sanık Seçil Erzan’ın, bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenilen iddianamede, sanık Rüya Sağır’ın da “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.